Eğitimci Yazar Zeynep İlginin Kaleminden “Köy Okulları: Eğitimin Kökleri Kururken…”

Yayınlama: 19.11.2025
12
A+
A-

Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış köy okulları…
Kimi zaman tek bir öğretmenin omuzlarında koca bir geleceği taşıyan, kimi zaman bir köyün sosyal hayatını ayakta tutan bu okullar, sadece birer eğitim yuvası değildir. Onlar, köyün kalbi; kültürel mirasın hafızası ve kırsal kalkınmanın en temel yapı taşıdır.
Peki, bu kadar hayati öneme sahip köy okulları neden yıllardır hak ettiği değeri görmüyor ve adeta kaderine terk ediliyor?

Unutulan Değer: Kapısına Kilit Vurulan Gelecekler

Son yıllarda artan nüfus hareketliliği ve “birleştirilmiş sınıf” uygulamasının zorlukları gerekçe gösterilerek birçok köy okulu kapatıldı. Ancak kapanan her okul, sadece bir binanın sessizliğe gömülmesi değildir; o köyün umudunun, canlılığının ve geleceğinin de sönmesi demektir.

Alternatif olarak sunulan taşımalı eğitim sistemi ise köy çocuklarının sabahın erken saatlerinde yollara düşmesine, uzun yolculuklarla yorulmasına ve en önemlisi kendi doğal-sosyal çevresinden kopmasına neden oluyor.

Köy okullarına yatırım yapılmamasının temelinde, ne yazık ki eğitimde eşitlik ilkesinden uzaklaşan merkeziyetçi bir yaklaşım var. Büyük şehirlerdeki “gözde okullar” için ayrılan dev bütçelerin gölgesinde, köy okullarının en basit bakım-onarım ihtiyaçları bile karşılanmıyor. Eksik materyaller, yetersiz kütüphaneler, kışın yeterince ısınamayan sınıflar…
Bu tablo, kırsalda yaşayan çocukların ikinci plana itildiğinin acı bir göstergesidir.

Köy Okulu: Bir Binadan Çok Daha Fazlası

Köy okulları yalnızca eğitim verilen yerler değildir; köyün sosyal merkezi, ortak yaşam alanıdır.
Tek odalı bile olsa, o okul köydeki yetişkinlerin halk eğitim kurslarından toplantılara kadar her türlü etkinliğini barındıran tek kamusal mekândır. Öğretmen ise sadece bir eğitimci değil; köyün rehberi, değişimin öncüsü ve çoğu zaman köydeki tek aydın kişidir.

Köy okulları güçlendikçe, köyde yaşam da güçlenir. Kırsalda nitelikli eğitim sunmak, kentlere göçü azaltmanın en etkili yollarından biridir. Köyünde iyi eğitim alan bir çocuk, köyünün potansiyelini keşfeder; tarımı modernleştirir, yerel ekonomiye katkı sağlar.
Köy okullarını ihmal etmek; toprağın, kültürün ve geleceğin ihmal edilmesidir.

Yeniden Canlandırma Vakti

Eğitim politikalarımız artık köy okullarını “yük” olarak görmekten vazgeçmelidir. Yapılması gereken, okulları kapatmak değil; köyün dinamiklerine uygun, küçük ama etkili modellerle yeniden canlandırmaktır.

Ne yapılmalı? Öğretmene Destek: Köyde görev yapmayı cazip kılacak sosyal ve maddi teşvikler sağlanmalı.

Çok İşlevlilik: Okullar, tarım ve hayvancılıkla ilgili uygulamalı eğitimlerin verildiği birer yaşam laboratuvarına dönüştürülmeli.

Altyapı: İnternet erişimi, kütüphane, laboratuvar ve temel teknik ihtiyaçlar derhal tamamlanmalı.

Köy okullarına sahip çıkmak, eğitimin özüne sahip çıkmaktır. Unutmayalım ki bu ülkenin geleceği sadece büyük şehirlerin modern kampüslerinde değil, aynı zamanda Anadolu’nun ücra bir köşesindeki küçük bir köy okulunun mütevazı bahçesinde filizleniyor.

Eğitimin köklerini kurutmayalım; onları yeniden canlandıralım.

Saygılarımla…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.